19 Nisan 2009 Pazar

Cumhuriyet 05.03.2009

EVET / HAYIR - OKTAY AKBAL

28 Şubat Gerçeği...

Neler neler yazmıyorlar ki! Ellerine bir kalem verilmiş, asıyorlar, kesiyorlar. Meydan onlara bırakılmış. Taraf’lar mı, Star’lar mı, Zaman’lar mı, Yeni Şafak’lar mı, Altanlar mı, Maltanlar mı, Kekeç’ler, Şamil’ler mi!Tek bir hedefleri var!.. Tek bir düşmanları nerdeyse!.. Türk Silahlı Kuvvetleri!. . Emekli Generaller, Karadayı’lar, Bir’ler, Kıvrıkoğlu’lar, Tolon’lar, Eruygur’lar, Kılıç’lar...Aradan bunca yıl geçmiş, ellerinde tek konu, 28 Şubat...Ne olmuş o gün, Erbakan-Çiller hükümeti düşürülmüş!.. Kim yapmış bunu, nasıl yapmış?Menderes “İnsan belleği unutkandır” demişti. O kadar uzak değil, o günleri yaşayanlar daha hayatta.. askerde, sivilde, basında, anımsamak hiç de zor değil...Özetlesek mi?***Genel seçimde Erbakan’ın Refah Partisi birinci gelmiş.Az farkla Çiller’in Doğru Yol’u, Mesut Yılmaz’ın Anavatan’ı da önemli sayıda milletvekili çıkarmış, CHP ise Meclis dışı kalmıştı. Uzun sürdü yeni hükümetin kurulabilmesi. Sonunda Erbakan’la Çiller anlaştı. Bölüşeceklerdi iktidarı. Bir süre Erbakan başbakan olacaktı, Çiller yardımcısı. Sonra Çiller başbakan olacaktı, Erbakan yardımcısı...Ülkede gericilik, yobazlık, dinsel sömürücülük, anayasaya ters düşen işler hızla gelişmekteydi. Bu gidişe tepkiler daha çok aydınlardan, Atatürkçülerden, Silahlı Kuvvetler’den geliyordu. İktidarın el değiştirmesi sırasında olanlar oldu: Cumhurbaşkanı Demirel, Erbakan’ın istifasını kabul etti. Böylece ortaklık kabinesi düştü. Cumhurbaşkanı da Başbakanlığı Mesut Yılmaz’ın kurduğu kabineye verdi. Böylece gerileme eylemleri, irtica girişimleri durduruldu. Üstelik Başbakan Erbakan da bir Yüksek Güvenlik Kurulu’nda, irtica eylemlerinin varlığını kabul etmişti.28 Şubat dedikleri olay budur... Yeni hükümetin işbaşına gelir gelmez Türkiye’nin yanlış bir yola sapmasının önlenmesi, ilköğretimin beş yıldan sekiz yıla çıkarılması gibi çağdaş atılımların birbirini izlemesi...***Şimdi yeniden bir irtica eylemi başlatılmak isteniyor! Tayyip Bey iktidara geldiğinde “Biz değiştik, biz öncekiler gibi değiliz” türünden sözler söyleyerek Erbakan hükümetini suçlamamış mıydı? Şimdi neden on iki yıl önceki bir olayı gündeme getirmek.. telefon dinlemeleri, daha başka yollarla o günlerdeki Genelkurmay Başkanı Karadayı’yı, Kıvrıkoğlu’nu suçlamaya kalkışmak...Nerdesiniz ey savcılar?.. Bu emekli paşaların işledikleri suçlarla niye ilgilenmiyorsunuz? Bakın bunlar ne kadar ağır suçlar işlemişler diye!..***Ergenekon’a, paşaları, profesörleri, aydınları, yazarları tıkmak yetmiyor. Toplumu uyarmak, aydınlatmak isteyenleri, gerçekleri söyleyenleri, yazanları da susturmak istiyorlar.. .Cumhuriyet’in beyaz sayfalarında açıkça bildirdik işte: “Biz de susarsak kim konuşacak?” Bizler konuşamaz olursak bu ülke hangi uçuruma yuvarlanacak? ..